Just married!
- Atıf Büyüksoy
- 19 Oca 2017
- 5 dakikada okunur

Ailelerin yaşam biçimi ve değer yargılarına ilişkin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırmada ilgi çekici sonuçlar var. Araştırma sonuçlarını okumadan önce çok kısaca bir özet yapmam gerekirse şu birkaç cümle sanırım hakkını verir.
"Kendinizi soyutladığınızı zannettiğiniz ortamlar, sadece ve sadece sizin kendinizi soyutladığınızı zannettiğiniz ortamlardır! Dünyanın merkezinde olduğunuzu düşündüğünüz an, arkada bıraktıklarınızın bittiği ya da değiştiği anlamını taşımıyor. Aşağıdaki sonuçların her birinde bizim ruhumuz, bizim parmak izimiz var. Görmeden yaşamak ne kadar mümkün değil ise, görüp de uzaklaşmak bir o kadar zor. Doğrusu ile yanlışını birbirine karıştırmamamız gereken, merakla incelediğim bir araştırma sonucu...
Kreşte veya anaokulunda gündüz bakımı alma oranı %2,8 oldu
Hanedeki 0-5 yaş aralığındaki çocukların gündüz bakımının kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; hanelerin %86’sında bakım işini annelerin üstlendiği görüldü. Gündüz bakım işini, anneden sonra %7,4 ile en fazla anneanne veya babaanne üstlendi. Bakımın, kreşte veya anaokulunda sağlanma oranı %2,8 iken bakıcı tarafından yerine getirilme oranı %1,5 oldu.
Hanedeki küçük çocukların gündüz bakımı, 2016

Hanedeki ev işleri genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından yapıldı Hanedeki ev işlerinin genellikle kim tarafından yapıldığı incelendiğinde; evin badana/boyası hariç tüm işlerin genellikle bir hanehalkı ferdi tarafından üstlenildiği görüldü. Hanehalkı ferdi tarafından en fazla üstlenilen işler sırasıyla, %98 ile sofranın kurulup kaldırılması, %97,8 ile akşamları çay servisi yapma ve %97,5 ile bulaşık yıkama oldu. Hanede ücretli olarak yaptırılan en fazla işler ise sırasıyla, %38,1 ile evin badana/boyası, %11,3 ile küçük bakım, onarım, tamir yapılması ve %4,7 ile evin haftalık/aylık temizliği oldu. Hanehalkları en fazla hafta sonu akşam yemeğinde bir araya geldi Hanehalklarının yemek yeme alışkanlıklarında hafta içi ve hafta sonu hangi sıklıkla bir araya geldikleri incelendiğinde; hanehalklarının en fazla hafta sonunda ve akşam yemeğinde bir araya geldikleri görüldü. Hanehalklarının akşam yemeğinde bir araya gelme oranı hafta içi %78,2, hafta sonu ise %83,1 oldu. Hanehalkları, akşam yemeğinden sonra en fazla sabah kahvaltısında bir araya geldi. Hafta içinde sabah kahvaltısında bir araya gelme oranı %43,4 iken bu oran hafta sonu %72,3 oldu. Öğle yemeğinde bir araya gelen hanehalkı oranı ise hafta içi %26,8, hafta sonu %57,2 oldu. İlk evliliklerin %37,5’i 20-24 yaş aralığında gerçekleşti Evlilik deneyimi yaşamış bireylerin araştırmada beyan ettikleri ilk evlenme yaşları incelendiğinde; Türkiye'de ilk evliliklerin %37,5’i 20-24 yaş aralığında yapıldığı görüldü. Bu yaş aralığından sonra ilk evlilikler en fazla %21,2 ile 25-29 yaş aralığında ve %17,9 ile 18 yaşından önce gerçekleşti. İlk evlilik yaşı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların ve erkeklerin ilk evliliklerini en fazla 20-24 yaş aralığında yaptığı görüldü. İlk evliliğini 20-24 yaş aralığında yapan kadınların oranı %34,3 iken, bu oran erkeklerde %41,3 oldu. Evliliğini 18 yaşından önce yapan kadınların oranı %28,2, erkeklerin oranı ise %5,6 oldu. Erkekler için en uygun ilk evlenme yaşı %53,9 ile 25-29 olarak belirtildi Bireylerin kadın ve erkek için uygun gördükleri ilk evlenme yaşının kaç olduğu incelendiğinde; kadınlar için en uygun ilk evlenme yaşı %46,9 ile 20-24 yaş arası, erkekler için ise %53,9 ile 25-29 yaş arası olarak belirtildi. Erkek ve kadın için uygun görülen ilk evlenme yaşı, 2016

İlk evliliklerin %59,9'u görücü usulü ile gerçekleşti Evlilik deneyimi olan bireylerin eş seçimini nasıl yaptıkları incelendiğinde; ülke genelinde ilk evliliklerin %47,8’inin görücü usulü ve kendi rızası ile, %12,1’inin ise görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla gerçekleştiği görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçenlerin oranı %30,2, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenenlerin oranı %2,5, kaçma/kaçırılma ile evlenenlerin oranı ise %7 oldu. Evli bireylerin eşleri ile nasıl evlendikleri cinsiyete göre incelendiğinde; görücü usulü ve kendi rızası ile evlenen kadınların ve erkeklerin oranı %47,8 iken görücü usulü ve kendi görüşü sorulmadan aile kararıyla evlenen kadınların oranı %14,8, erkeklerin oranı ise %9 oldu. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen kadınların oranı %27,1, erkeklerin oranı %33,8, kendi kararı ve ailesinin rızası dışında evlenen kadınların oranı %2,6, erkeklerin oranı ise %2,5 oldu. Evli bireylerin eşleri ile nasıl evlendikleri öğrenim durumuna göre incelendiğinde; bireylerin öğrenim durumu yükseldikçe kendi seçimi ile evlenenlerin oranının arttığı, görücü usulü ile evlenenlerin oranının ise azaldığı görüldü. Eşini kendi kararı ve ailesinin rızası ile seçen bir okul bitirmeyen bireylerin oranı %10,6 iken bu oran yüksekokul, fakülte, üniversite, yüksek lisans/doktora mezunu bireyler için %67,1 oldu. Hem resmi hem de dini nikahı olanların oranı %97,1 olarak tespit edildi Bireylerin evliliklerinde gerçekleştirdikleri nikah türü incelendiğinde; bireylerin %97,1’inin hem resmi hem de dini nikah yaptığı görüldü. Sadece resmi nikah yapanların oranı %1,8, sadece dini nikah yapanların oranı ise %1,1 oldu. Eşler en fazla ev ile ilgili sorumluluklar konusunda sorun yaşadı Evli bireylerin bazı belirlenmiş konularda eşleri ile sorun yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde; eşler arasında en fazla sorun yaşanan konunun %5,9 ile ev ile ilgili sorumluluklar olduğu görüldü. En fazla sorun yaşanan diğer konular sırasıyla, %5,4 ile ailece birlikte vakit geçirmeme ve %5,3 ile sigara alışkanlığı oldu. Eşler arasında en az sorun yaşanan konular ise sırasıyla, %1 ile eğlence alışkanlıkları ve alkol alışkanlığı ve %1,1 ile arkadaşlar, görüşülen kişiler oldu. En önemli boşanma nedeni sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu En az bir kez boşanmış bireylerin boşanma nedenleri incelendiğinde; Türkiye genelinde en fazla boşanma nedeni %50,9 ile sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bunu, %30,2 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama ve %24,3 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması sorunu izledi. Boşanma nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde; en önemli boşanma nedeni her iki cinsiyette de sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bu oran, kadınlar için %61,5, erkekler için ise %40,2 oldu. Kadınlar için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri %42,6 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama, %36,4 ile dayak/kötü muamele oldu. Erkekler için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri ise %24,5 ile eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması ve %24 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması oldu. Cinsiyete göre en önemli boşanma nedenleri, 2016

Çocuklara en fazla verilen ceza %72,6 ile azarlama oldu Son bir yıl içerisinde çocuk veya çocuklarına ceza veren anne ve babaların ne tür ceza verdikleri incelendiğinde; anne ve babaların çocuklarına verdikleri en yaygın ceza türü %72,6 ile azarlama oldu. Bunu, %48,7 ile İnterneti yasaklama ve %40,8 ile TV izlemesine izin vermeme cezaları izledi. Son bir yıl içerisinde anne ve babaların çocuklarına verdikleri en az ceza türü %8,9 ile odaya kapatma oldu. Bunu, %14,2 ile harçlığını kesme ve %14,3 ile arkadaşları ile görüştürmeme cezaları izledi. Bireylerin %31,4'ü istediği ideal çocuk sayısının 3 olduğunu belirtti Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri incelendiğinde; en fazla istenen ideal çocuk sayısı %32 ile 2 çocuk oldu. Türkiye genelinde bireylerin %31,4’ü şartları uygun olduğunda 3 çocuk, %18’i 4 çocuk, %14,9’u 5 ve daha fazla çocuk isterken %3,4’ü tek çocuk istediğini, %0,3’ü ise hiç çocuk istemediğini belirtti. Bireylerin şartları uygun olduğunda istedikleri ideal çocuk sayısı cinsiyete göre incelendiğinde; kadınların en fazla istediği ideal çocuk sayısı %33,1 ile 2 çocuk iken erkeklerin en fazla istediği ideal çocuk sayısı %31,6 ile 3 çocuk oldu. İdeal çocuk sayısını 3 çocuk olarak belirten evli bireylerin oranı %31,9 oldu Bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri medeni duruma göre incelendiğinde; daha önce hiç evlenmemiş bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı %46,7 ile 2 çocuk oldu. Bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı, evli bireylerde %31,9 ile 3 çocuk, boşanmış bireylerde %44,2 ile 2 çocuk ve eşi ölmüş bireylerde %28,4 ile 3 çocuk oldu. Bireylerin yaşlılıktaki tercihi %37,6 ile çocuklarının yanında kalmak oldu Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri sorulduğunda; bireylerin %37,6’sı yaşlandıklarında çocuklarının yanında kalmayı istediklerini belirtti. Diğer en çok tercih edilen yaşlılıktaki yaşam biçimi tercihi sırasıyla, %29,4 ile evde bakım hizmeti almak ve %11 ile huzurevine gitmek oldu. Bireylerin %21,6’sı ise yaşlandıklarında nasıl yaşayacakları hakkında bir fikirlerinin olmadığını belirtti. Bireylerin kendilerine bakamayacak kadar yaşlandıklarında nasıl yaşamayı düşündükleri yaş grubuna göre incelendiğinde; huzurevine gitmek istediğini belirten bireylerin oranının en az olduğu yaş grubu %7,7 ile 65 yaş ve üzeri yaştaki bireyler oldu. _____________________________________________________________________________________ Aile ve hanehalkı kavramları, Türkiye'de aile yapısını inceleyen sosyologlarca çok uzun zamandır birbirinin yerine kullanılmaktadır. Aile, evlilik, kan bağı ve yasal yollarla birbirine bağlı, karşılıklı hak ve yükümlülüklerle bir arada yaşayan bireyler topluluğu olarak tanımlanmaktadır. Hanehalkı ise, aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı adreste yaşayan bir veya birden fazla kişiden oluşan topluluktur. Hanehalkı, bir aileden oluşabileceği gibi birden fazla aileden de oluşabilmektedir.
Comments