İşitme engellilerimizin iş dünyasından beklentileri
- Atıf Büyüksoy
- 6 Kas 2016
- 2 dakikada okunur

Yapılan araştırmalar, çok net ihtiyaçları ortaya koyuyor. Kamu kurum ve kuruluşlarına, özel sektöre, iş verenlere, yöneticilere ve liderlere düşen görev, bu talepleri dikkate almaktır. Bir gerçeği de unutmamamız gerekiyor; engelsiz yaşama destek vermek, devletin işverenlere koyduğu kanuni zorunlulukları, sadece, koyulan sınır ile gerçekleştirmek değildir. Mevcut kaynakların etkin kullanıldığı, daha fazla fırsatın yaratıldığı, sosyal sorumluluk fotoğrafının çok daha ötesinde kurumun kültürünün izi ile hayata geçirilmesi gereken, hem bugüne hem geleceğe ışık verecek adımlardır.
İşitme engellilerimizin, kamu kurum ve kuruluşlarından çok haklı beklentileri var. İşitme engellilerimizin %85'i sosyal yardım ve desteklerin artırılmasını istiyor. %73'ü sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini beklerken, %43,5'luk bir kesim de iş olanaklarının artırılması gerektiğine inanıyor. %33'ü eğitim olanaklarının artırılması, %15'i fiziksel çevre ve ulaşım imkanları konusunda düzenleme talep ederken, %25'lik bir kesim de bakım hizmetlerinin iyileştirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyor.
Kurum ve kuruluşların bu konularda önemli adımları olduğuna eminim. Her geçen gün daha fazla odak ile daha fazla katkıların sağlanmakta olduğu ve bu konular üzerinden gerçekten emek verildiği ile ilgili bir kuşkum yok. Ancak verilen emeklerin nasıl yansıdığı, planlanan çalışmaların nasıl işitme engellilerimize ulaştığı da bir o kadar önemli. Kurum ve kuruluşlardan beklenen katkıların yanında, işin tipi ve iş ile ilgili ihtiyaçların da mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Eğitim olanaklarını artırdığınız bir ükede, eğer kurumların bakış açısını ve sunulan işlerin tipini değiştiremiyorsanız, yine aynı yerde durma riski ile karşı karşıyasınız demektir. Ya da, iş olanaklarının artırılması demek, kurumlara çizilen engelli işe alım sınırlarını açmak demek ise, yine aynı yerde durmak ve yine aynı sorunlarla karşılaşma riski ile karşılaşmak demektir.
Doğru tanımlar ile kuruluşların atacağı adımların, mutlaka doğru tanımlanmış işler ile de bütünleşmesi gerekiyor.
İşitme engellilerimizin bu anlamda iş'ler konusunda da önemli ve haklı beklentileri var. Yapılan araştırmaya göre, işitme engellilerimizin %42'si ağır fiziksel iş ve güç gerektirmeyen işlerde çalışmak istiyor. %27'si, sağlık problemleri nedeni ile, çalışma zamanı içerisinde daha fazla mola ihtiyacının olduğunu iletiyor. İşitme engellilerimizin %25'i yarı zamanlı işlerde çalışmak isterken, %26'lık dilim işin bazı bölümlerinde başka birilerinden yardım alma ihtiyaçlarının olduğunu iletiyor. %12'lik bir kesim de tedavileri için yılda ilave 30 günden fazla izin kullanmaları gerektiği ile ilgili taleplerini iletiyor.
Teknoloji'nin gelişimi, her platformda iş akışlarının da zaman içerisinde farklı yürüdüğü ve yürütüldüğü dönemleri getirdi. Emek yoğun işler de teknoloji'den nasibini alır hale geldi ve şimdiden görülüyor ki gelecek daha da bu kapsamda yürür bir resim olacak. Bu akışa ayak uydurmanın önemli olduğu bir ortamda, her neslin bambaşka bir dünya'ya geldiği ve süreç içerisinde de bambaşka bir dünya yarattığı bir hayatta, bu hayatı işitme engellilerimizin sadece izler değil, içinde oynar halde tüm yatırımlarımızı yapmalı ve beklentilerine ışık olmalıyız. Asla kolay değil. Ama unutmayın, bugün onlar, yarın biz, bugün onlar, yarın çocuklarımız her an her zaman bu risk ile karşılaşabilir, hiç beklemediğimiz bir an okuduğumuz yazıların öznesi olur hale gelebiliriz. Derin bir nefes alalım ve lütfen ama lütfen, bu okuduklarımızı ve yazdıklarımızı unutmayalım!
Comments