top of page

Guillain Barre Sendromu Nedir?

  • Atıf Büyüksoy
  • 15 Ağu 2016
  • 4 dakikada okunur

Guillain Barre sendromu nedir, etkileri nelerdir?

Her zamanki gibi yoğun bir tempoda hayatımı yaşıyordum. Sabah 6’da uyanmazsam kendimi rahatsız hissettiğim, iş yemeklerinin sonsuzluğu, dolayısı ile de uyuma saatlerinin başlangıç tutarsızlığı!

Yeniden başlanan bir sabah; ancak bu sefer diğerlerinden daha farklı idi! Müthiş bir ağırlık hissi ile uyandım. Kafam resmen uyuşmuş gibiydi. Tüm vücudumda bir ağırlık vardı. Grip oluyorum sanırım dedim kendi kendime. Hazırlandım ve saat 8’deki toplantıma gittim.Ekip arkadaşlarım ile birlikte, önemli bir toplantıya hazırlanmamız ve yaptıkları sunumun üzerinden geçmemiz gerekiyordu.

Tuhaftı. Toplantı odasındaydım ama aslında değildim. Sohbet ettiklerimizin yarısını algılıyor, üzerimdeki ağırlık’ı düşünüyordum. Üstelik sağ bacağımda da bir ürperti vardı. Buna karıncalanma diyebilirsiniz, kıpırtı diyebiliriz, tuhaf bir durumdu, açıkçası ilk kez yaşadığım bir duygu.. Toplantı bitti, odamda duramayacağımı anladım ve hiç rica etmem ama bu sefer rica ettim dostumdan beni evime bırakmasını, çünkü araba kullanacak durumda değildim. Bütün gün uyudum. Akşam; sağ bacağımda olan ürpertinin aynısını sol bacağımda da hissetmeye başladım. Sabaha karşı aynı durumla belim tanıştı ve belden aşağısı kıpırtı,ürperti, karıncalanma duygularının tam bir karması idi. Hemen hastaneye gittik ve hastanede farketmeye başladık ki, ayakta duramıyorum. Doktorumuzun muazam bilgisi, anında konuya yaklaşımı ve hemen diğer Prf. arkadaşları ile durum değerlendirmesi sonucunda hemen hastaneye yatırıldım. Yattığım an da yeni misafirlerim daha olmuştu; sol kolumda güç kaybım, sol iki parmağımda da his kaybım. 5 günlük hastanedeki özel ilaçları ile tedavi süreçleri, fizik tedavi ve sonrasında düzenli spor, herhangi bir iz bırakmadan beni bana emanet etti. Ancak hayata bakış açım ilk günden itibaren tabiiki çok değişti. Bunu da dilim döndüğünce hakkımda bölümünde anlattım.

100.000 kişiden 1-2 kişide yaşanan bu rahatsızlığın adı Gullain Barre Sendromu. Anlaşıldığı üzere, çok kısa zaman içerisinde tüm vucudunuzun his kabiliyetini ve gücünü kaybettiğiniz, ancak tedavisi ile de geri dönüşü olan bir hastalık Guillain Barre. 100.000’de 1-2 görülen hastalığın, tekrar olma oranı ise %1-2’lerde. Yani risk daha fazla ama tabiiki dikkat de!

Benim gibi başlangıç seviyesinde yaşayacağınız rahatsızlık sizi 2 ayda normal düzeninize ulaştırıyor; ancak daha çok kayıp iyileşme sürecini maalesef uzatıyor. 1,5 yılda toparlanan kişiler olduğunu, bu hastalığı yaşamam nedeni ile tanıştığım referanslardan öğrendim.

Guillain Barre Sendromu nedir bölümüne öncelikle birebir kendimin ne yaşağıdığı ile başlamak istedim. Aşağıda daha teknik ve daha profosyonel tanımları ve anlatımları tabiiki bulacaksınız. Ama aslolan ne yaşadığınız?

Bazı hocalarımız Çölyak Hastalığının tetiklediğini, bazı hocalarımız da bununla ilgili olmadığını iletti. Çölyak hastası olduğum için merak edenler olabilir, paylaşmak isterim kesin bir durum değil, ama ihtimal.

Guillain-Barre sendromu (GBS) ilerleyici kas zayıflığı veya felciyle seyreden akut bir hastalıktır. Vücudun bağışıklık sisteminin kendi sinir sistemine saldırıp sinir kılıfını (miyelin kılıfı) zedeleyerek iltihaplanmaya yol açtığı bir otoimmün bozukluktur. Bu hasar (miyelinsizleşme denilen) sinir iletilerini yavaşlatır veya durdurur. Kaslara giden sinir iletilerinin bozulması kas zayıflığı, felç, spazmlar, duyu kaybı, karıncalanma, iğne ve çivi batma hissi ve/veya hassasiyet gibi yakınmalara yol açabilir. Hastalar soluk alıp vermede zorlanacak kadar güçsüzleşebilir, kalp atımları anormalleşebilir.

Guillain-Barre sendromu oldukça seyrek görülmektedir. Her yaşta herkesi etkileyebilmektedir. Kendiliğinden iyileşen ve çoğu hastanın kaybolmuş sinir ve kas fonksiyonlarının büyük bir bölümüne yeniden kavuştuğu, olağandışı bir nöropatidir.

Hedef doku ve/veya organlara giden sinirsel elektrik akımlarını taşıyan sinir uzantılarının (aksonlar) düzgün işlev görebilmesi için yalıtım görevini üstlenmiş olan miyelin kılıfın yaygın hasarı sonucunda, çevresel sinirlerin işlevinde bozukluklar gelişir. Bu bozuklukları, çevresel sinirlerin üzerlerinde sonlandığı üç temel doku/organ grubunu göz önünde bulundurarak, üç ana grupta toplamak mümkündür:

  • Kasları etkileyen hareket bozuklukları

  • El ve parmaklarda sıkma güçlüğü

  • Deriyi ekileyen duyu bozuklukları

  • Gözlerde oluşan belirtiler,

  • İç organları etkileyen otonom bozukluklar.

Dolayısı ile de hastalarda tipik olarak görülen belirtiler şunlar olmaktadır:

  • Sıklıkla ve ilk olarak yürüme güçlüğü ile kendini gösteren, sonra da aşağıdan yukarıya yükselen tarzda simetrik kas güçsüzlüğü

  • El, ayak ve ağız çevresinde uyuşma ve/veya duyu kaybı, ağrı, uzuvların konum duyusunun kaybı

  • Kan basıncında şiddetli dalgalanmalar, kalp hızı düzensizlikleri, kabızlık, idrar yapamama ya da tutamama, görme bulanıklığı.

Kas güçsüzlüğü, ileri vakalarda, solunum felcine ve tüm beden felcine kadar gidebilir; yüz kaslarında felç ve yutma güçlüğü gelişebilir. %50-70 vakada yükselen tarzda kas güçsüzlüğü hakim iken, %40 vakada sadece duysal belirtiler hakimdir. %5-10 kadar vakadaysa, tipik yükselen tarzda güçsüzlük yerine, kollarda belirgin güçsüzlük olabilir. Kas güçsüzlüğü görülen vakaların hemen tamamında tendon reflekslerinde kayıp da görülür. İdrar ve dışkı kaçırma/yapamama ile ilgili şikayetler genellikle kısa sürelidir ve inatçı değillerdir.

Hastalığı klinik gidişini kabaca üç döneme ayırmak mümkündür:

  • İlerleyici dönem: 8 haftaya kadar uzayabilir; %90 hastada 1 ayda sonlanır.

  • Durgunluk dönemi: 2-4 hafta kadar sürer.

  • İyileşme dönemi:. Uzun sürebilir; hastalığın toplam süresi 1 yıla uzayabilir.

Teknik anlatım kısmına, ufak bir eklemem olacak. Tüm yaşadıklarımdan öncesine baktığımda bende belirgin olan 3 kritik unsurun, bu hastalığa kapısını açtığına inanıyorum. Bu tabiiki benim inancım. Konuştuğum Prof. Dr’larımız da, aşağıda yazdıklarımın bu hastalıkta etkenlerden biri, hatta bazıları için de ana etken olduklarını ilettiler.

Stres

Her konu streslidir. Her iş yoğundur. Bunu yönetmek, buna yeni bir bakış açısı getirmek sizde saklıdır. Olmuyor ya da olamayacağına inanıyorsanız da, yeni bir yol açmak da sizin insiyatifinizdedir. Hayat=Hayat, unutmayın lütfen.

Düzensiz Beslenme

Çoğu zaman tek öğün ile günümü geçiriyor olmak.

Yaşam Tarzı

Günde 3-4 saat uyuyorum mesajları veren bazı ustadlar görüyorum. Bugün kendinizi iyi hissedebilirsiniz. Ama 1 gün bu vücut buna isyan eder. Bakınız, ‘Ben’. Bilginiz olsun.

Sevgilerimle,

Comments


bottom of page