Sizin merkeziniz hangisi ?
- Atıf Büyüksoy
- 15 Ağu 2016
- 2 dakikada okunur

Bu akşam eşinizi bir konsere davet ettiniz. Biletleri de aldınız. Eşiniz konsere gideceği için çok sevinçli. Öğleden sonra saat dört. Ansızın müdürünüz sizi odasına çağırıyor ve yarın saat 9.00’da yapılacak önemli bir toplantıya hazırlanmak için bütün gece kendisine yardım etmeniz gerektiğini söylüyor.
Eğer eş merkezli ya da aile merkezli bir gözlükle bakıyorsanız, aklınız eşinizde olacaktır. Müdürünüze kalamayacağınızı iletip, eşinizi hoşnut etmek için onu konsere götürebilirsiniz. İşinizden olmamak için orada kalmanız gerektiğini düşünüyor iseniz de, istemeyerek de olsa, eşinizin göstereceği tepkiden kaygılanarak, eşinize kararınızı haklı göstermeye ve kendinizi onun öfkesine ya da düş kırıklığına karşı korumaya çalışarak yani eşinize bir çok açıklama yaparak müdürünüz ile çalışmaya devam edersiniz.
Eğer para merkezli bir mercekten bakıyorsanız, ilk önce alacağınız fazla mesai ücretini ya da geç vakitlere kadar çalışmanın iş yerinde yükselmenizi nasıl etkileyeceğini düşünürsünüz. Eşinizi arayıp, ekonomik gereksinimlerin önceliğini anlayacağını varsayarak ona sadece şirkette kalmanız gerektiğini söyleyebilirsiniz.
Eğer iş merkezliyseniz, fırsatları düşünürsünüz. İş konusunda daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Patronun gözüne girip, kariyerinizde ilerleyebilir, istenilenden çok daha fazla çalıştığınız için, kendi kendinizi kutlayabilirsiniz. Bunun ne kadar çalışkan olduğunuzu kanıtlayacağınıza inanırsınız. Karınız sizinle gurur duymalıdır! (sizce)
Eğer mülkiyet merkezliyseniz, fazla mesai ücretiyle alabileceklerinizi düşünürsünüz. Ya da kaldığınız takdirde bunun iş yerinizdeki itibarınız açısından ne büyük bir kaynak olacağını dikkate alabilirsiniz. Ertesi sabah herkes sizin ne kadar soylu, özverili ve işinize bağlı bir insan olduğunuzu öğrenecektir. (size göre)
Eğer zevk merkezliyseniz, geç saatlere kadar çalışmanız karınızı mutlu edecek olsa bile, muhtemelen işi kenara itip, konsere gidersiniz. Geceyi dışarı da geçirmek en doğal hakkınızdır.
Eğer dost merkezliyseniz, kararınız herhalde arkadaşlarınızı da konsere davet edip etmediğinize, ya da işteki arkadaşlarınızın da geç vakitlere kadar çalışıp çalışmayacaklarına bağlı olacaktır.
Eğer düşman merkezliyseniz, iş yerinde kendisini şirketin en değerli elemanı sayan birine karşı büyük bir avantaj sağlayacağınızı bilerek geç saatlere kadar kalabilirsiniz. Halbuki, o dışarıda keyfine bakarken, onun umursamadığı şirket çıkarları uğruna kendi zevkinizi feda edersiniz.
Eğer “ben” merkezliyseniz, dikkatinizi size en fazla çıkar sağlayacak şeye verirsiniz. Bu akşamı dışarıda geçirmek mi, yoksa patronun gözüne girmek mi daha iyi olur ? Değişik seçeneklerin sizi nasıl etkileyeceği ile ilgilenirsiniz.
Tek bir olaya bakmanın farklı yollarını incelerken birbirimiz ile etkileşimlerimizde algılama sorunlarıyla karşılaşmamıza şaşmamak gerekir. Merkezlerimizin bizi nasıl etkilediklerini görebiliyor musunuz ? Motivasyonlarımızın, günlük kararlarımızın, eylemlerimizin (hatta çoğu kez tepkilerimizin), olaylar hakkındaki yorumlarımızın bunlara bağlı olduğunu görebiliyor musunuz ? Kendi merkezinizi anlamanız işte bu yüzden çok önemlidir. Bu merkez, size proaktif olarak bir güç katmıyorsa, bunu yapacak bir merkez yaratmak için gerekli paradigma değişikliğini yapmanız, etkililiğinizin temeli olacaktır.
İlke merkezli bir kişi olarak, durumun yarattığı duygulardan ve sizi etkileyecek diğer faktörlerden uzak durmaya çalışırsınız. Seçenekleri değerlendirirsiniz. Dengeli bütüne, - iş ihtiyaçları, aile ihtiyaçları, işin içine girebilecek diğer tüm ihtiyaçlar ve değişik kararların olası sonuçları- bakarak ve tüm etkenleri hesaba katarak, en iyi çözümü bulmaya çalışırsınız. Bu bütün sayesinde, birincisi; başka insanların ya da koşulların etkisi altında kalmazsınız. En iyi seçenek olduğuna karar verdiğiniz şeyi proaktif bir biçimde seçersiniz. İkincisi, kararınızın en etkili seçenek olduğunu bilirsiniz, çünkü uzun vadede tahmin edilebilir sonuçları olan ilkelere dayalıdır. Üçüncüsü, yapmayı seçtiğiniz şey, hayattaki nihai değerlerinize katkıda bulunur. Ve, kararınız sizi rahatsız etmez. Yapmayı seçtiğiniz şey her ne ise, ona odaklanıp tadını çıkarırsınız.
Stephen Covey
EndFragment
EndFragment
Commenti